12 Mayıs 2012 Cumartesi

DOLMA KALEMİN HASTASIYIM, KARALAMANIN USTASIYIM

bugün bir mutluluk havası estiriyordum ki sormayın... sonunda lenslerime kavuştum. daha önce bahsetmiştim doktorun lens yasağı koyduğundan (burada). yeter bu kadar, çok bile dinlendi gözlerim dedim ve lens aldım. gözlükten nefret ediyorum. resmen ediyorum ya napayım, elimde değil. 

taktım lensleri; dağıttım, saldım saçları, hatta kalem bile çektim gözlerime, fırladım sokağa. sevgilinin bugün için sözü vardı, beni altınyol'daki büyük kırtasiyeye götürecekti. pek mutluydum, çok mutluydum, en mutluydum. 

uzun zamandır dolma kalem almak istiyordum. ev dolma kalem mezarlığı... uzun, tabut gibi bir kutuda saklıyorum cesetleri. atmam, koleksiyonum var. 

kırtasiyeye girince bir şaşkınlık anı yaşamadım değil. gözlerim fal taşı gibi açıldı, öyle kaldım. sağa sola bakındım, kendime hemen bir rota çizdim. "şuradan başlayalım" dedim ama bir baktım iki dakika içinde sevgili yok olmuş. dağınık dağınık geziyor. bense rotamdan inatla şaşmadım. atladığım hiçbir koridor olmamalıydı, her şeyi görmeliydim. arada yanıma gelip "bak şurada çok güzel kalemler var, tam senlik orası" diye aklımı çelmeye çalışan sevgiliye bir çalım atıp, beni baştan çıkarmasına, rotamdan sapmama sebep olmasına izin vermeden devam ettim yoluma. normalde böyle değilimdir ha... öyle planlı programlı iş yapamam hiç. kırk yılın başı bir plan yapsam, onu ilk bozan yine ben olurum. "amaaan sıkıldım" der iki dakkaya cayar, yine kafama göre takılmaya başlarım. bugün hayatımın en kararlı günüydü galiba. 

kırtasiye epey büyük sayılmasına rağmen, aradığım her şeyi bulamadığım için biraz hayal kırıklığı yaşadım aslında. stickerlar çok çeşitli değildi mesela. istediğim mini post-itler çok pahalıydı. gerçi ben o fiyat etiketinin yanlış olabileceğinden şüphelendim ama sevgili "doğrudur" dedi. ayrıca dekoratif bantlardan da bulamadım. yine de mutluydum. her zamanki gibi simli yazan kalemlerden aldım. bir de hani olur ya tavana yapıştırılan, karanlıkta parlayan şekiller... bende yıldızlar vardı, orada da yunus ailesi buldum, aldım. en sevdiğim figürlerdendir yıldız ve yunus. bir de melek figürünü çok severim, hani rönesans resimlerinde bolca kullanılan çocuk melekleri ama... keşke onlardan da yapsalarmış.

dolma kalemde çeşit ne çoktu, ne de az. 23 liradan 1500 liraya kadar her bütçeye uygun vardı diyebilirim. ben ucuz bir şey almak istiyordum bu kez. bütün iyi marka dolma kalemleri bir şekilde yaralayıp ya da öldürüp tabutta biriktiren biri olarak, kendime güvenim tamdı. yeni alacağımı da kısa sürede tabuta göndereceğim konusunda yani. o yüzden ucuzuna kaçtım. bir tane beğendim, tükenmez kalemi ile takım. üstelik fiyatı sadece 23 TL. bir süre tereddüt ettim,  iyi yazıyor mudur, ucu nasıldır falan diye. bizimle ilgilenen kızdan bilgi alabilmek için birkaç soru sordum. öyle cevaplar verdi ki, ("bütün dolma kalemlerin ucu aynıdır" gibi) bir baktım ben kıza dolma kalem konusunda bilgi veriyorum. çok kararsız kaldım. sonra aldım, nasıl olsa pahalı bir şey değil diyerek. çok mutlu oldum. çok çok çok mutlu oldum.

oradan çıkıp kendimizi karşıyaka'da, benim işime yakın olduğu için sık gittiğimiz, sahildeki yere attık. çayları söyledik, ben hemen açtım poşeti, sevdim kalemlerimi... sonra taktık kartuşunu ve denedik.  değişik kağıt cinsleri üzerine bol bol imza attım, adımı yazdım, yetmedi başkalarının adına geçtim, bir sürü  karaladım, sırf yazmış olmak için saçmaladım... dolma kalemim harika yazıyor. cidden bak. hem ucuz, hem güzel. aslında "içimdeki kokoş" açığa çıkmış, taşlı dolma kalem istemiştim ama bu da güzel. zaten orada taşlı yoktu hiç.

bu yunusların bir de pembeleri vardı ama ben mavi aldım.






kalemin gövdesi deri dokusu...



aşağıdakiler de simli yazan kalemlerim. fakat fotoğraf kalitesi iyi olmadığı için parıltılar görünmüyor sanırım.





bu beşli kalemleri daha önce almıştım. yine de göstereyim dedim. üçgen formda oldukları için biraz endişeliydim ama ele gayet iyi oturuyor, kullanımı kolay. sanırım kenarları sivri olmadığı için normal yuvarlak bir kalemle yazıyormuş hissi yaratıyor. özellikle su yeşili olana bayıldım. sırf onun için aldım desem yeridir.




14 yorum:

  1. Hem kalemlerin, hem yazın çok güzelmiş :)
    Bir de..
    Dün gece rüyamda dolmakalem görmüştüm, valla...
    Buna çıkacakmış demek..

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim zeugma :)

    ben de yazıyı dün gece yazmıştım aslında. fotoğrafları bugün eklediğim için yeni yayınladım. ondan girmiştir rüyana :))

    YanıtlaSil
  3. Yunuslar çok ggüüzeellllll!!! bi de karanlıktaki halini çeksene!
    bi de kırmızı ve mor simliye bayıldım :) hepsi çook güzel hepsi! güzel günlerde güzel yazılara bibiğim

    YanıtlaSil
  4. daha yapıştıramadım ya...

    teşekkür ederim kuzum :)

    YanıtlaSil
  5. Yazısı da güzel, kendisi de güzel.:)

    YanıtlaSil
  6. :))) sevgili torpilli yorum :p

    YanıtlaSil
  7. Senelerce lens takmış, bir ara doktor tehtidiyle gözlüğü denemiş ama sonra tekrar lense dönmüş biri olarak söyleyebilirim ki; git muayeneni ol, bir engel görmüyorsa doktor lasic ile tedavi ettir gözlerini. Senelerce neden, niye tırsmışım anlamıyorum. Resmen 4 dk. gibi kısacık bir sürede cırt diye halloluyor ve inan çok rahat ediyorsun. Lens yok, kurudu derdi yok, tak çıkarı yok, nemlendirmesi yok, kayması batması yok... Kocaman bir rahatlık!

    Kalemlere gelince.. herzamanki gibi çok güseller ^_^

    YanıtlaSil
  8. Güle güle kullan.

    Dolmakalem takıntısını çok iyi anlarım.

    "Bütün dolma kalemler aynı yazar" diyen kız tam da adamını bulmuş uyduracak. Öyle olmadığını bilen bilir.

    YanıtlaSil
  9. yaa yazın gerçekten çok güzel, benim çivi yazısı gibidir kendim bile okuyamam sonra:)

    yazını okurken bile mutluluğuunu enerji demetleri halinde aldım, heppp mutlu oll, çookk çookk mutlu ol:))

    lenslerinde hayırlı olsun:) naptın ettin aldın di miii :P

    YanıtlaSil
  10. derya çok fena gaza geldim şimdi şuracıkta iki çizik atasım geldi. şu lenslerimi bitirince bu meseleyi tekrar gözden geçireyim ben. söylediklerin içimi rahatlattı :))

    benim tanıdığım iki kişi var ameliyat olan. gerçi onlar lazer değil, onun bir önceki yöntemi sanırım, elmas bıçakla çizdirmişlerdi seneler önce. ikisinin de gözleri feci durumda şimdi. bu yüzden ürküyorum...

    YanıtlaSil
  11. Kötü örnek görmen şununla ilintili olabilir.. Ben dr.' sordum "yine yükselir mi göz numaram, o olur mu, bu olur mu" yeterince psikoza bağladım. Adam dedi ki; "bunu kesin bir tedavi gibi düşünme! Nasıl lens veya gözlük takıp anlık görme kusurunu tolere ediyorsan, lasic veya laser ile göze yapılan müdahele de bundan farksız. Operasyondan sonra numaran tamamen sıfırlanmayabilir, veya 3-5 ay sonra yükselmeye başlayabilir. Bunun garantisi yoktur, kimse veremez. Bu kesin ve kalıcı bir tedavi değildir" dedi.

    Hatrı sayılır miyop ve astigmat numaralarım vardı, şimdi yok ama mesela.. 2 sene geçti halen yükselmedi. 14 sene lens taktıktan sonra; gözünde sentetik bir parça olmadan güne başlamak, gözlerini ovuşturmak, denizin dibinde gözünü açmak çok eğlenceli geldi bana inan. Son gazım da bu olsun :))

    YanıtlaSil
  12. vladimir teşekkür ederim :)

    diğer malzemeler tamam da, dolma kalem reyonuna bakan kişinin az çok bilgilendirilmesi lazım. 1500 liraya kalem satıyorsun, satış elemanın ürün hakkında hiçbir şey bilmiyor. nasıl satış yapıyor bunlar anlamıyorum :)

    YanıtlaSil
  13. suvebeyaaaaaz :)))
    aldım ya dayanamadım. hatta çok bile dayandım. aynada kendimi çerçevesiz görmeyi özledim resmen yaaa :P

    sen de çok mutlu ol. heeeppimiz olalım :)

    YanıtlaSil
  14. yaa evet şu deniz meselesi feci, yaz da geldi zaten... gözlüksüz denize giremiyorum senelerdir. çok fena yerden vurdun deryaaa :)))

    teşekkür ederim, böyle iyi örnek görmek içimi rahatlattı :)

    YanıtlaSil